İnsanların bilinç ve gelir düzeyi yükseldikçe beslenmek hayatta kalmak için yapılan bir faaliyet olmaktan çıkıp kişinin yaşam tarzının bir yansıması haline dönüştü. Bugün herkesin internet üzerinden ulaşabildiği binlerce diyet çeşidi var. Bunlardan bazıları kilo vermek içinken, bazıları kilo almak, kolesterolü düşürmek, besin hassasiyetlerine ve alerjilerine karşı önlem almak gibi amaçlar için yapılmaktadır.
İnternet üzerinde Atkins, Zone, South Beach, Raw Food (çiğ gıda), ketojenik, paleolitik gibi diyetlerin adı sıkça geçmektedir. Bu diyetler genellemeler üzerine kurulu olup her bünyede aynı etkiyi göstermesi beklenemez, bu nedenle de beklenen sonuca ulaşılacağı garanti edilemez. Diğer yandan, Batı tarzı beslenme, Akdeniz diyeti gibi daha genel ve yaygın olan beslenme biçimlerinin etkileri daha iyi değerlendirilebilmektedir.
Standart Amerikan diyeti olarak da anılan Batı tarzı beslenme; ağırlıklı olarak kırmızı et, rafine tahıl, işlenmiş et, yüksek oranda yağ içeren süt ürünleri, tatlılar, yüksek oranda şeker içeren içecekler, yumurta ve kızarmış patates tüketimi ile tanımlanan bir beslenme türüdür ve tip 2 diyabet riskini artırdığı düşünülmektedir.
Akdeniz diyeti ise ağırlıklı olarak zeytinyağı, baklagiller, refine edilmemiş tahıllar, meyve ve sebzeler, balık, süt ürünleri tüketimi ile tanımlanır. Bu beslenme tarzının kalp hastalıkları riskini azalttığı düşünülmektedir.
Yunanistan, İtalya, İspanya gibi ülkelerle özdeşleşmiş Akdeniz tipi beslenme gibi geniş alanlara yayılmış ve denenmiş diyetler dışında kalan diyetlerin herhangi bir kişi üzerinde göstereceği etki kesin olamıyor. Bu nedenle, herhangi bir amaçla diyete başlamak isteyen kişilerin bu konuda uzman diyetisyenlere başvurarak kendi hedeflerine, yaş ve cinsiyetlerine, yaşam tarzlarına göre tavsiye almaları gerekiyor.
Kaynaklar:
https://academic.oup.com/ajcn/article/83/2/284/4649933
https://www.cochranelibrary.com/cdsr/doi/10.1002/14651858.CD009825.pub2/full
