Akciğerlerimizin Bağırsaklarımızla İlişkisi Ne?

Son dönemlerde vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi daha da önemli bir konu haline gelirken, elde edilen son bulgular bağırsak sağlığının COVID-19 salgınında bağışıklıktan çok daha fazlasını ifade ettiğini gösteriyor.

Bağırsaklarımız bağışıklık sistemimizin %80’ini oluşturuyor. Bu nedenle bağırsak sağlığının korunması, COVID-19’a karşı güçlü bir savunmaya sahip olmanın ön koşulu sayılıyor. Ancak konu burada bitmiyor. Yapılan son çalışmalar bağırsak sağlığı bozuk kişilerde kan ve lenf sistemine karışan zararlı bakteri ve toksinlerin SARS-CoV-2’nin akciğerlerde yarattığı tahribatı şiddetlendirdiğini gösteriyor.

Sağlıksız bağırsak kronik hastalıkların birincil sebebi

Bağırsaklarımızdaki mikroorganizmaların yaklaşık %85’i faydalı, %15’i ise zararlı olarak sınıflandırılıyor. Probiyotik olarak adlandırılan faydalı mikroorganizmaların bir nedenle azalması, zararlı mikropların bağırsak duvarında geçirgen kanallar oluşturmasına neden oluyor. Buradan vücuda sızan mikrop ve toksinler huzursuz bağırsak sendromu, ülseratif kolit, obezite, alerjiler, diyabet, kanserler ve hatta kalp damar hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa zemin hazırlıyor.

Sağlıksız bağırsaklardaki mikroplar akciğerleri etkiliyor

Son dönemde bağırsak sağlığı ve COVID-19 ilişkisine dair çok önemli yeni bulgular ortaya koyuluyor. Probiyotiklerin azalması nedeniyle bağırsak sağlığı bozulan kişilerde koronavirüs hastalığı çok daha ciddi seyrediyor. Araştırmalara göre bu kişilerde bağırsaktaki zararlı mikroplar yoluyla akciğerlere ulaşarak koronavirüsün bu organda yarattığı tahribatı artırıyor. Bu kişilerin mekanik solunum cihazına bağlanacak duruma gelme riski de yükseliyor.

Sağlıklı bireylerin probiyotik gıda takviyesi kullanmasına gerek yok

Bağırsak sağlığını korumak isteyen sağlıklı bireylerin probiyotik gıda takviyeleri kullanması gerekli değil. Bunun yerine prebiyotik olarak adlandırılan, lif yönünden zengin olan gıdalarla beslenmek ve bu şekilde mikrobiyota çeşitliliğini artırmak önemli.

Şişmanlık bağırsak sağlığının bozulmasıyla beraber geliyor

Antibiyotik tüketiminin fazla olduğu toplumlarda obezite vakalarının da arttığı görülüyor. Bunun nedenlerinden biri ise antibiyotiklerin bağırsaktaki faydalı mikroorganizmaları yok etmesi. Son yıllarda yapılan çalışmalar bazı probiyotiklerin antiobezite etkisine de sahip olduğunu ortaya koyuyor. Yürüyüş tarzı hafif egzersizler bağırsaklardaki bu faydalı bakterilerin çoğalmasına ve bağırsak sağlığının iyileştirilmesine yardımcı oluyor.

Her fermente gıda probiyotik değildir

Bütün mayalı gıdalar probiyotik değildir. Bir gıdanın probiyotik sayılması için 1 gramında en az 1 milyon canlı, toksik olmayan, faydalı mikroorganizma içermesi, bunların yutuldukları zaman mide asidinden zarar görmeden geçerek bağırsaklara yerleşebilmeleri ve burada çoğalarak insan sağlığına faydalı faaliyetler göstermeleri gereklidir.

Probiyotik gıdalar uygun şekilde saklanmalı

Bu bağlamda alışılagelmiş yoğurt, içerisindeki bakteriler mide asidinde yaşayamadıkları için probiyotik sayılmaz. Ancak probiyotik özellik gösterin mikroorganizmalar içeren yoğurtlar da vardır. Kefir probiyotik içeren önemli bir gıdadır. Tarhana cipsi, turşu gibi geleneksel fermente gıdalar da yukarıdaki şartları karşıladıkları sürece probiyotik sayılabilirler. Probiyotik gıdalar ancak uygun şekilde saklandıkları ve tüketildiklerinde faydalı etki gösterebilirler.

Probiyotik etiketi okuryazarlığı artmalıdır

Probiyotik gıdaların etiketlerinde mikroorganizma içeriğinin açık olarak yazılması gereklidir. Ancak bu şekilde gıdanın belli bir durumdaki faydası olup olmadığı anlaşılabilir. Bu konuda etiket okuryazarlığının artması gereklidir.

Bağırsak sağlığı için prebiyotik gıdalar tüketilmelidir

Prebiyotikler ise probiyotik mikroorganizmaların besini olarak tanımlanmaktadır. Gıdalarda bulunan lifler, özellikle de inülin ve fruktooligosakaritler en önemli prebiyotik maddelerdir. Prebiyotik lifler en çok radika, karahindiba, yerelması, pırasa, soğan, sarımsak, zencefil gibi sebzelerde bulun. Genel olarak kuru baklagiller, tam tahıllar, kuru yemişler, sebze ve meyveler prebiyotikler açısından zengin gıda gruplarıdır.

Yönetim Kurulu Üyelerimiz Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez ve gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Hakan Alagözlü’nün probiyotikler, bağırsak sağlığı ve COVID-19 konularındaki söyleşisi çevrimiçi olarak Gıda Aydınlatma Platformu Instagram hesabı üzerinden izlenebilir.

Exit mobile version